İvan Osokinin Tuhaf Yaşamı

Beyza Ersoy 01.12.2006 beyza-ersoy-yazilari-ivan-osokinin-tuhaf-yasami-1019
İvan Osokinin Tuhaf Yaşamı
 
İVAN OSOKİN'İN TUHAF YAŞAMI
 

Ouspensky'nin bu kitabını okumam aslında bir tesadüfün eseri. Çocukken okuduğum, Uspenski'nin Fedor Amca'sından aldığım tadı unutamıyordum bir türlü. Marcel Ayme'de olduğu gibi (Çocuklar için Nuh'un Gemisi, Yağmur Yağdıran Kedi vb., öte yandan Yeşil Kısrak, Duvargeçen vb.) bu yazarın da yetişkinler için bir şeyler yazmış olabileceğini umut ediyordum. Adına ilk olarak Johnn Bennet'in Ruh Madde Yayınları'ndan çıkan "Enerjiler" adlı kitabında rastladığım P. D. Ouspensky'nin bu romanını görünce iki yazarın aynı kişi olabileceğine dair bir umuda kapıldım ve kitabı aldım. (Sonunda emin oldum ki aynı kişi sanmakla yanılmışım.) Bu roman yazarın tek romanı.
 
Romanın konusundan önce çok ilginç bir şeyden bahsetmeden geçemeyeceğim. Geçen sayıda bahsettiğim kitap "Büyü Dükkanı"ydı ve Büyü Dükkanı'nın sahibi de konumu gereği bir tür büyücü sayılabilirdi, müşterilerini geçmiş hayatlarına gönderebiliyordu. İşte bu romanda da bir büyücü var ve roman kahramanını da isteği üzerine geçmişe gönderiyor. 
 
şimdi romanın konusundan kısaca bahsedeyim. Romanın baş karakteri genç İvan Osokin yoksuldur, sevmediği bir işi vardır, son olarak da sevgilisi Zinaida'nın sevgisini kaybetmiştir ve geleceğe dair hiçbir umudu kalmamış, ölmeyi çare olarak düşünmektedir. Nereden tanıştıklarını romanda bir türlü öğrenemediğimiz büyücü dostuna gider ve ondan yaşama umudu olarak aklına gelen tek şeyi ister: Geçmişine geri dönmeyi. Der ki, O hep son anda bir kurtuluş olacağına inanmıştır ve hatalara bu yüzden düşmüştür. Ama artık olayların böyle sonuçlanacağını yaşamış görmüş, emin olmuştur ve bu yüzden aynı hataları yapmayacaktır. İşte burada Büyü Dükkanı'nda Büyü Dükkanı sahibinin yapmadığı bir şeyi yapıyor Büyücü. Osokin'e bu hayatını hatırlayarak geri dönmesi gibi müthiş bir imkan tanıyor. Diyor ki ona: "İistediğin gibi on iki yıl geriye gideceksin ve unutmak istemedikçe her şeyi hatırlayacaksın." Bundan sonra romanda biz de başa dönüşle İvan Osokin'in öğrenciliğinden itibaren onu büyücüye getiren tüm gelişmeyi okuruz, aynısını okuruz, çünkü Osokin aynı hayatı olduğu gibi yaşar ve kendini tekrar Büyücü'nün yanında bulur. ama bu fasit daireyi hatırlamaz çünkü bilinen dünyada böyle bir durum imkansız! olduğu için bildiklerinden zaman içinde şüpheye düşmüş ve hepsini unutmuştur. 
 
Kitap az rastlanır bir tarzda, tiyatro oyunları gibi, hep geniş zamanda yazılmış. İyi bir kurgusu var. Nasıl Osokin bildiği bir hayatı tekrar yaşıyorsa, biz de olayların detaylarını olmasa da sonuçlarını bildiğimiz -en baştan konuşmalarda geçiyor- bir kitabı tekrar okuyoruz. 
 
Bu roman heyecanla tavsiye ettiğim bir roman. Her ne kadar Osokin'in bu fasit daireden nasıl kurtulacağına dair genel bir çözüm vermese ve hem Büyücü'nün hem Osokin'in aynı derecede ikna edici karşıt fikirleri karşısında tam da kendimizi Osokin'in yerine koyup "Ben olsam ne yapardım?" sorusuyla baş başa kaldığımız o belirsizlikte kesiliverse de, şiddetle salık verdiğini hissettiğim bir şey var: "Ya Şimdi Ya Hiç!" Sanırım Özdemir Asaf'tan bir dize geliyor aklıma: "Yarın yok ki!" Zaman bir yanılsama ve aslında bir şeyleri erteleyerek sadece kendini kandırıyorsun ve kitap başka bir tehditle bir kere daha ve şiddeti artarak sarsıyor insanı: Bu fasit daire sonsuza kadar sürecek değil, belki de bu senin son şansın. 
 
Kitaptan bazı alıntılar:
"Bizim şanssızlığımız bir masanın üzerinde emekleyen kör kedi yavruları gibi olmamız. Hiçbir zaman kenarın nerede olduğunu bilmiyoruz. Önümüzde neler olduğunu bilmediğimiz için saçma davranıyoruz. Eğer bilebilseydik!.. Eğer birazcık ileriyi görebilseydik!.."
"Eğer bir şeyi kesin olarak bilseydin, bu onun kaçınılmaz olması demek olurdu. O zaman da hareketlerinin hiçbiri onu değiştiremezdi."
"Şimdi o zaman neden çalışamadığımı ve okulu bitiremediğimi anlıyorum. Bu sıkıntıya nasıl katlanılır?..."
"Her şeyi bildiğimi hatırladığım için de sıkılıyorum."
"Cesaret edebilse, geleceği daha önce başına gelmiş gibi düşünebileceğini, aynı dünü gördüğü berraklıkla görebileceğini..."
"Her şey şimdilik tam onun istediği gibi olacak, ama sonra bütün bu olanlar için acı bir bedel ödeyecek..."
"Beni dikkatle dinle. Sana söyleyeceklerim çok az insana ve hayatlarında sadece bir kere söylenir. Tekrar yoktur." 
"Yaşa. Bu tek şansın."
 
Yazarın diğer bazı eserleri: Dördüncü Boyut (1909), Tertium Organum (1912), Evrenin yeni modeli (1914), Mucize Arayışında (1947),İnsanın Muhtemel Evriminin Psikolojisi (1947), Dördüncü Yol (1957)
 
(Milliyet Blog, Aralık 2006)